TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞI’NA
ANKARA
Sayın Bakanım,
Mustafa ŞENTOP, 04.04.2022
Sayın Başkanım, Birecik, Halfeti ve Gaziantep’te ki üyelerimizden odamıza gelen şikâyetleri sizlerle paylaşmak istiyorum. Gelen şikâyetler üzerine daha önceki yazılarımda da bahsettiğim üzere bu pahalılığın önüne geçebilmek için üretici firmaların bir ürünü kaça mal ettiğini ve bayisine ne kadara sattığını, bayisi de tüketiciye ne kadara verdiğini kontrol ederse bu sorun ortadan kalkacaktır. Bunlar başlı başına araştırılır ve müdahale edilirse her şey meydana çıkacaktır. Eskiden devletin bir yasası vardı, ‘’bir malı ne kadara mal ettin? kaça sattın?’’ diye a’dan z’ye her şey ve her kesim kontrol edilirdi. Gıda, Otomotiv, Enerji, Tarım ve buna benzer üretimi olan her ürünün rakam olarak devlet tarafından ne kadara mal edildiği bilinmelidir. Üretilen ürünün tüketiciye geldiği rakam, devletimiz tarafından sürekli kontrol edilmeli ve tüketiciye ne kadar kârla ulaştığı sürekli olarak takip edilmelidir. Örneğin; Marketlerde sebze ve meyvelerin kg başı fiyatı yüksektir. Bunun maliyetini kimse bilmemektedir. Çiftçiden ucuz parayla çıkan bu ürünler markette bu kadar olmamalıdır. Kimsenin stok yapmasına ve serbest piyasa adı altında uçuk fiyatlarla bu işi fırsata çevirmesine müsaade edilmemeli ve yapanlara da çok ağır cezalar verilerek fırsatçıların önüne geçilmelidir. Devletimiz her şeyden vergi almaktadır. Bu kadar vergi nereye, kimlere ve nasıl dağıtılmaktadır? Her şeyin şeffaf ve anlaşılabilir halde olması gerekmektedir. Yapılan yollar, köprüler, havaalanları ve şehir hastaneleri gibi birçok güzel yatırımlar şuan ki dönemde vatandaşa vergi yükü haline dönmekte ve bu yükün altında ezilmektedir. Yapılan işlerin güzelliği tartışılmaz, ama bunu dolar bazında garantiler verilerek borçlandırmak yanlış olduğu gibi şuan ki hayat pahalılığının nedenleri arasındadır. Devletimiz köprü ya da bir hastane yaptırmak için yap, işlet ve devret modeli ile çalışmaktadır. Bu işleri yaptırdığı firmalara kesinlikle 15 yılı aşmayacak şekilde işletmesini vermeli ve herhangi bir geçiş ücreti ya da müşteri garantisi vermeden yaptırmalıdır. Aksi halde hazinemiz bunu, vatandaştan almış olduğu vergilerle karşıladığı için her şeye zam olarak geri dönmektedir. Birecik barajı Süleyman Demirel ve Necmettin Cevheri 15 yıl yap işlet devret modeli ile yapılmış ve devletin cebinden 1 kuruş para çıkmamıştır. Devletin bu kadar açılması ve birden bire büyümek istemesi anlaşılabilir ama şuan ki yapı buna uygun değilse zamanı geldiğinde bu tür büyük yatırımlar yapılmalıdır. Vatandaş markete temel gıda malzemesi almaya gidemeyecek hale düşmüştür. Vatandaşın enflasyona yedirilmeyeceği söylenilmekte olup, gerçek çok farklı boyutlara ulaşmıştır. Devlete mal olmuş köprü ve otobanlar ücretsiz olmalıdır. Vatandaşların aldığı her araçtan ve hemen hemen her yıl yaptırdığı muayene ve sigortalardan bu vergiler zaten alınmaktadır. Ülkemiz ekonomik olarak maalesef zor duruma ve çıkmaza girmiştir. Biran evvel ekonomik önlemler alınmaz, yapılan bütün israf harcamaları düzeltilmezse durum daha da kötüye gidecektir. Bir iş Adamı, 100 lira kazanıp 150 lira harcarsa batar. Bizim ülkemizde de durum budur. Devletimizin 1 kişiye yüksek ve birden fazla maaş vermesi yerine asgari ücret ve yaptığı işin konumuna göre en fazla 15.000- TL’yi geçmeyecek şekilde maaşlar vermesi gerekmektedir. Devlet fazla para vermemeli ve vergilerle para toplamalıdır. Özel sektör devletten daha fazla para verebilir fakat devlet veremez. Gereğinden fazla işçi, memur, milletvekili çalıştıran ülkeler batmaya mâhkumdur. Milletvekilliği ve Muhtarlık onurlu bir görevdir. Bu onurlu görevleri gönülden ve ücretsiz yapacak içinde vatan ve millet sevgisi olan binlerce insanımız bulunmaktadır. Duyumlarımıza göre 100.000 TL maaş alan devlet memurları olduğu söylenilmektedir. Bu kadar parayı 1 kişi alırsa devletimiz çökmemek için de her şeye a’dan z’ye zam yapmak zorunda kalmaktadır. Bu da hiçbir insafa hiçbir adalete sığmamaktadır. Ayrıca devlet engelli vatandaşlardan başka kimseye yardım etmemelidir. Herkese iş imkânı sağlamalıdır. Türkiye’de çalıştırılacak işçi bulunmamaktadır. Çiftçiler, ırgat bulamamaktadır. Çünkü herkes devletten bir şekilde yardım parası ve gıda destekleri almaktadır. Bazı Belediyeler sözde bedava süt dağıtmaktadır. Bu sütü dağıtmak için onlarca araba her arabada en az iki kişi ve bunların diğer masraflarının hepsi vatandaşın cebinden çıkmaktadır. 35 yıldır oda başkanlığı yapmaktayım, ben ve yönetimim bugüne kadar tek bir kuruş maaş ve huzur hakkı almamaktayız. Bu görev onurlu bir görevdir. 2013’te bir dönem kaybettim, tekrar 2018 yılında göreve geldim ve 1.734.614,50 TL borç ile teslim aldım. Yönetici yönetemezse müessese batmaya mahkûm kalır. Şu an Odanın kasasında 500.000 TL civarında paramız bulunmaktadır.
Sayın Başkanım, Yukarda belirtmiş olduğum konular hakkında gerekli önlemlerin alınması konusunda bilgilerinize arz eder, sağlıklı günler ve hayırlı ramazanlar dilerim.
Sadettin Bilgin
Birecik Ticaret ve Sanayi Odası
SAYFA 17 Yönetim Kurulu Başkanı