SAYFA 4 - MECLİS BAŞKANI MUSTAFA ŞENTOP-SURİYE VE YABANCI UYRUKLULAR HAKKINDA

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞI’NA

                                                                                    ANKARA

Sayın Meclis Başkanım,

Mustafa ŞENTOP,                                                                                         13.11.2019           

 

Sayın Başkanım, Suriyeli’lere ve diğer göçmenlere harcanan ve yardım adı altında yapılan devasa derecede ki ödemeler  vatandaşlarımızın cebinden çıkmaktadır. Bunu fırsat bilen Suriyeli’ler, çalışmadıkları gibi her gün çoğalmaktadırlar.

Bizim kahraman Türk Ordusu askerlerimiz huzuru, düzeni ve şehirlerin yapısını bozan Suriyeli’ler yüzünden şehit olmaktadırlar. Eli silah tutan her bir Suriye vatandaşını, kendi topraklarını korumaları için yetiştirmeli ve kendi topraklarını savunmalıdırlar.. Suriye’liler kendi topraklarına sahip çıkarak Türkiye’yi bir an evvel terk etmeli ve kendi topraklarına gitmelidirler. Sadece Suriyeliler de değil bütün yabancı uyruklu insanlar kendi vatanlarına gönderilmelidir. Bugün maalesef bütün illerimizde ki parklarda tatil alanlarında başta Suriyelileri görmekte ve onların eğlendiklerine, rahatlıklarına ve ülkeye zarar verdiklerine şahit olmaktayız. Türkiye de ki bütün şehirlerde var olan Suriye’liler yüzünden hırsızlık, gasp, fuhuş ve düzensizlik artmış her geçen gün de artarak devam etmektedir. İlerleyen yıllarda durum daha da kötü bir hal alacaktır.  Suriyeliler ve yabancı uyruklulara ev, nüfus cüzdanı dükkan ve tapu verilmesin. Bir an evvel Suriyelilerin gönderilerek, halkımızın tekrar huzura, güvene ve düzene kavuşması sağlanmalıdır.  Harcanan her bir kuruş paranın hesabını kim olursa olsun herkes vermeli ve her şey şeffaf olmalıdır. Bu ülke hepimizin olup başka bir ülkemiz bulunmamaktadır. Hep birlikte el ele vererek bu sıkıntıları aşmak için çaba sarf etmeliyiz. Dul, yaşlı ve Suriyelilere verilen aylıklar derhal kaldırılmalıdır. Kadınlar sırf vefat eden anne ya da babasının emekli maaşını veya dul maaşı alabilmek için anlaşmalı olarak boşanmakta ve haksız kazanç elde etmektedirler.  Fakirlere yapılan yardımlar doğru tespit edilmeli ve gerçekten ihtiyacı olan, engelli olan çalışamayan vatandaşlara yardım yapılmalıdır. Garip gurebanın hakları korunmalıdır. Devlet ve Belediyeler, varlığı olan, çalışabilen kimseye maaş bağlamamalıdır. Türkiye de işsizlik yoktur. İş beğenmeme vardır. Herkes üniversite ya da farklı tahsiller alıp her işi beğenmemekte ve çalışmayarak işsizliği arttırmaktadırlar. Herkes okumaktadır. Devletimiz ve Belediyelerimiz, vatandaşı çalışmaya teşvik etmeli, herkese fakir diye yardım maaşı, gıda-süt yardımı, kömür yardımı gibi yardımlar yapmamalıdır. Bazı belediyeler vatandaşlara süt dağıtmaktadır. Bu yardımları gerçek ihtiyacı olanlara yapmadığı müddetçe çalıştırılacak kimse de kalmayacaktır. Vatandaş, kendi evine temizlik işleri için çalıştıracak kadın bulamamaktadır. Çiftçiler, arazi sahipleri, köyler de çalıştıracak ırgat bulamamaktadırlar. Bu yüzden köylerden şehirlere sürekli göç alınmaktadır. Üretim olmadığı gibi tüketim toplumuna dönmüş durumdayız. Fabrikalar kalifiyeli işçi bulamamaktadırlar. Bulunmamasının sebepleri ya fakirlik maaşı bağlanmış ya dul aylığı bağlanmış ya da extra buna benzer maaşlar bağlandığı için vatandaş, emeği olmadan ve tüyü bitmemiş yetimlerin de haklarına girerek havadan para almaktadırlar. Postanelerin, bankaların ve bankamatiklerin önünde bir sürü insan bu maaşları çekmek için kadınlar ve erkekler saatlerce sıra beklemektedir. Herkes, iş yerlerinde masa başı çalışmak istemektedir. Alın teri olmadan, emek vermeden, çıraklık yapılmadan usta olunmayacağını unutmamak gerekmektedir. Toplumumuz da çoğu vatandaş, istediği işi yapamamaktadır. Meslek ve beceriye sahip olan çocuklar ailelerin dayatmaları ile avukat, doktor, mühendis, öğretmen, yönetici veya buna benzer meslekleri yapmakta ve toplum bozulmaktadır. Çünkü adalet gerçek adaleti savunanların elinde olmazsa adil düzen olmaz. Sağlık, gerçek idealist ve mesleğini seven doktorların elinde olmazsa sağlıklı toplum oluşmaz. Mühendislik, demirden, motordan, çimentodan anlayan gerçek sahiplerinin elinde olmazsa çökük yapı ve temelsiz binalar ortaya çıkar. Eğitim, gerçek idealist öğretmenlerin elinde olmazsa bozuk toplum ve nesil ortaya çıkar. Vatandaşların, yöneticileri doğru insanların elinde olmazsa, eşitsizlik ve adaletsizlik baş gösterir. Bir demir gerçek ustasının ve erbabının elinde olmazsa istenildiği gibi eğilmez ve şekil almaz. Bunları son yıllarda fazlasıyla görmekte ve şahit olmaktayız. Bu yüzden çocuklarımızın sahip olduğu becerilere göre mesleklere yönlendirmek çocuklarımız kadar milletimizin ve toplumumuzun faydasına olacaktır. İşverenler, İş adamları ve kurum amirleri çalışanlarına asgari ücret verebilir ve asgari ücret verilmesine dair kanunun getirilmesini talep ediyoruz.  İstediği şartlar dâhilinde düşük veya yüksek maaş verebilir. Her işverenin vereceği ücret tutarı değişiklik gösterebilir. Önemli olan işsizliğin önlenmesi ve işsizliğin ortadan kaldırılmasıdır. Asgari ücret serbest olmalı ve sınır konulmamalıdır. Asgari ücretin altında veya üstünde de işçi çalıştırılmalıdır.

    Sayın Başkanım, Türkiye Cumhuriyeti devleti hepimizindir. Vatandaş olarak hepimizin Devletimize sahip çıkması gerekmektedir. Yetkililerin de aynı şekilde Memleketine ve Milletine elinden geleni yapması gerekmektedir. Tarafıma gelen şikayet ve istekler bunlardır. Gereğinin yapılması konusunda gerekli düzenlemelerin yapılmasını saygılarımla arz ederim.

                                                                                                                                             Sadettin BİLGİN

                                                                                                                                Birecik Ticaret ve Sanayi Odası

                                                                                                                                        Yönetim Kurulu Başkanı

 SAYFA  4