DÜĞÜN VE TAKILAR HAKKINDA SADETTİN BİLGİNİN GÖRÜŞLERİ
10.03.2021
Odamız üyelerinden gelen şikayetleri sizlerle paylaşmak istiyoruz. Gelenek olduğu üzere bir düğün yapıldığı zaman düğün sahibi tarafından düğüne katılmak üzere yakın akraba, eş ve dostlara davetiyeler verilerek düğünün eğlencesine ve mutluluğuna ortak edinilmektedir. Pandemiden dolayı düğünlerin kaldırılması gerekir. Düğüne katılan davetliler, altın, para ve döviz olarak düğün sahibine yardım adı altında aslında borç vermektedir. Daha sonra yine akraba, eş ve dostların düğünü olduğunda daha önceden verilen yardımlar! yani borçlar, tekrar ve zaman farkına göre alınılmaktadır. Eğer ki bu yardımlar unutulduğunda veya takı olarak atılan altın, para ve dövizler gelmediğinde borç sahiplerinden tekrar istenilmektedir. Aynı şekilde bu döngü sürekli olarak tekrar edilmektedir. Yakın zamanda bir dostum yanıma gelerek bu duruma örnek olarak başından geçen bir olayı şöyle anlatmıştır: ‘’Zamanında oğlumu evlendirirken, bir yakınım düğünüme gelmiş ve takı olarak yarım altın takmış, aradan çok uzun bir süre geçtikten sonra aynı şekilde oğlunu evlendirmiş ve durumum zayıf olduğu için de bu borcumu ödeyemediğim gibi düğününe de katılamamıştım. Sonra bu dostum bir gün ziyaretime gelerek bana şöyle dedi: ‘’Ben senin oğlunun düğününe geldim ve takı olarak düğününe yarım altın taktım. Sen ise düğünüme gelmediğin gibi bu borcunu da ödemedin’’ dedi. Böyle bir durum karşısında ziyadesi ile derin bir mahcubiyet ve üzüntü yaşadım. Haliyle de dostum ile aramızda soğukluk oluştu. Tabii ben hemen bir kuyumcuya gittim ve borç harç ederek dostuma olan yarım altın borcumu aldım ve özür dileyerek kendisine olan bu borcumu ödedim. Fakat ne kadar da bu borcumu ödesem bile dostumuzla aramızda istemeyerek de olsa soğukluk ve kırgınlık oluştu.’’ diyerek başına geçen olayı bizlerle paylaştı.
Bu durum düğün sahibine sürekli bir borç, zaman içerisinde ise faizli para gibi düğün sahibinin boynunun borcu haline gelmekte ve zamanı geldiğinde düğün sahibi bu borcu ödemek zorundadır. Tabi ki yardımlaşma güzeldir. Ama yardım karşılığı beklemeden yapılırsa adı yardımdır. Maalesef düğünlerde yapılan yardımların muhakkak karşılığı beklenilmektedir. O yüzden bunun adı yardım değil! borçlandırmadır.
Sadece bölgemizde değil ülkemizde yapılan bütün kına, sünnet ve düğünlerde ki takı olayının kalkması gerekir. Günümüzde bu tür olayların aslında insanlar üzerinde büyük bir yük olduğu düşüncesindeyim. İnsanlarımız zaman içerisinde unutabilir, yoksulluk içerisine düşebilir belki de zaman içerisinde dostuyla araları bile bozulabilir ve borcunu bu sebeplerle ödeyemez hale gelebilir. Bu durumları göz önünde bulundurarak takı olayı vatandaşlar arasında kalkmalıdır. Düğünlerin sadece iki aile arasında yapılması gereklidir. Bazı dostlarımız takısız düğün yaparak verilen davetiyelerde düğünümüz takısızdır ibaresini not düşürmektedirler. Bu davranış daha doğru değil midir? Geçirdiğimiz bu pandemi döneminde ise ailelerin kalabalık şekilde düğün yapmaları halkımız açısından büyük riske yol açmaktadır. Düğün törenleri her iki aile tarafından 10’ar kişilik gruplar halinde sade ve gösterişten kaçınarak olunsa daha uygun olacağı kanaatindeyiz. Böylelikle hem düğün sahibi maddi açıdan rahat ermiş olacak hem de halkımızı kalabalığın içine girmesini önlenmiş olacak. Halkımız para ve altın toplamak için düğün yapmaktadır. Büyük ve gösterişli düğün salonlarına, kalabalık davul zurnalı eğlencelere 400-500 kişilik düğün yemeklerine ve orkestra gibi düğünlere gerek kalmadığı gibi günümüzde bunlar düğün sahiplerine eziyet haline gelmiştir. Düğün sahipleri düğün salonlarını tutarak düğün masraflarına girip halkımıza ek gidere neden olmaktadır. Ayrıca açık ve genellikle kırsal alanlarda yapılan düğünlerde silah sıkılmasının acısını birçok düğün sahipleri yaşamış ve düğün evlerinin cenaze evlerine dönüştüğüne hepimiz şahit olmuşuzdur. Ayrıca toplumumuz asker uğurlarken silah sıkmamalı ve havai fişek patlatmamalı. Askere kına gecesi yapılmamalı. Aksi takdirde huzursuzluğa sebep olmakla birlikte can kaybına neden olmaktadır. Bu uğurlamanın kaldırılması gerekmektedir. Önceden asker yapma süresi 24 ay iken şu an daha kısa süreye indirilerek gençlere kolaylık sağlanmış oldu. Bu kısa süre zarfı için neden başka canların yanmasına sebebiyet verilsin ki? Aslında benim düşüncelerime göre düğünlerin komple kaldırılması gerekmektedir. Yeni evlenen çiftler ve aileleri zaten çocuklarını evlendirmek için büyük bir borcun altına girmektedir ve bu borç zaman içerisinde yeni evlenen çiftler arasında borcunu ödemekte zorlandıkları için huzursuzluk, psikolojik bozukluklar meydana getirmekte ve aile içi şiddet olayları artmakta dolayısı ile boşanmalar artmaktadır. Düğün yerine iki aile arasında 10 kişilik bir lokantada yemeklerini yiyip gençlere huzur ve saadet dileyerek nikâh olayını gerçekleştirmelidirler. Ayrıca nikâh adı altında belediyelerin de para alması yanlıştır. Belediyeler yeni evlenen çiftlere destek olmalıdır.
Diğer ve önemli bir konu ise bölgemizde gençler evlenirken kız isteme olayında kız tarafı erkek tarafından hala mobilya altın istemektedirler. Bu parayı da gücü olmayan aileler verememekte ve aileler arasında sıkıntılar çıkmaktadır. Daha ileri boyutta ise kız ve erkek aralarında anlaşmışlarsa birlikte kaçmakta ve bu sefer aileler arasında namus davası gibi hiç olmasını istemediğimiz olaylar meydana gelmektedir. Böyle bir zamanda hala bu tür başlık parası veya çokça altın istemek bölgemiz ve halkımız için yakışıksız bir durumdur. İki genç, eğer birbiri ile evlenmek istiyorsa büyüklerin buna destek olması gerekmektedir. Eşya gibi insana fiyat biçilmesi hiçbir zaman doğru olmamıştır.
Yukarda bahsettiğim konular önemlidir. Kına, sünnet ve düğünlerde takılan takılar tamamen kaldırılmalıdır. İnsanlar yıllar boyunca sırtlarında borçla yaşamamalıdır.
İş Adamı
SAYFA-5 Sadettin Bilgin